Bir nevi taktığım şeyler listesi
Bir dilim panettone, biraz kahve ve bolca gri kazağın sarıp sarmaladığı günler
Kahvemi hazırladım. Bu defa her zamanki gibi sade değil sütlü. Kapsül kahvenin üzerine Eminönü’nden 5 liraya aldığım süt köpürtücüyle hazırladığım uyduruk cappuccinom, son dilimiyle beraber vedalaşmaya hazırlandığım panettonem ve ben yazmaya hazırız.
Ocak 2023’te (iki yıl olmuş, inanamıyorum) sevdiğim şeyleri listeleyen, biraz eski bloglardaki listelere özlemle bir yazı yazmıştım. Listeler yapmayı ve başkalarının listelerini okumayı pek seven biri olarak bu yazıda yine o formata dönüyorum. Bu defa bu ara takılıp kaldıklarımı maddeliyorum. Önden not aldıklarım oldu ama eminim yazarken de hatırlayıp eklediklerim olacak. Bakalım neler çıkacak?


Panettone. Yazının girişinden de anlaşılacağı üzere yıl sonu yaklaşırken benim de aklıma panettone düşer. Yapımının ne zahmetli olduğunu bildiğimden tadına vararak ve arkasındaki emeği farkındalığıyla yerim. Bu yıl ilk defa Reşitpaşa’daki Padoca Bakery’ninkini denedim ve bayıldım. Tadı, dokusu, malzemesi her şeyi pek kıvamındaydı.
Aslına Bakarsan podcast serisi. Özgür Mumcu’nun çiçeği burnunda podcast serisi Aslına Bakarsan’ı dinliyorum bu ara. Teoman’ın konuk olduğu ilk bölümü dinlemesi pek keyifliydi. Özgür Mumcu’nun da tekrar podcast alemine dönmesine sevindim. Zamanında Eray Özer’le birlikte hazırladıkları Yeni Haller’i de bayılarak dinlerdim ancak kendisi seriyi bıraktıktan sonra devam edemedim açıkçası (ilgilisi için o podcast artık sadece Eray Özer’le devam ediyor).
Ramen. Birkaç senedir ramen mevzusuna biraz kafayı taktım. Bulabildiğim her yerde yemeye çalışıyorum. Hele ki bu kış günlerinde pek güzel gidiyor. Birkaç favorim var ama onları şimdilik listelemeyeceğim. Eksiklerimi de deneyince topluca paylaşırım. Sizden öneriler varsa beklerim ama.





Kahırlı Merdiven. Adamlar’ı arada bir dinlerim. Diskografilerine öyle pek hakim olduğum söylenemez. Ama son albümleri Kahırlı Merdiven’e bayıldım diyebilirim. Arka arkaya hiç atlamadan, sektirmeden tüm albümü keyifle dinliyorum. Dalgalı ve Es özellikle takılı kaldığım parçalar oldu.
Sulu boya. Oldum olası bir şeyleri boyamayı severim. Zihnimin tam anlamıyla boşalttığım, odağımın en yüksek olduğu ve hatta “flow state” denen akış anında kalmayı başardığım anlar bir şeylerin içini boyadığım anlara denk düşüyor. Yaklaşık iki ay kadar önce Local Makers’tan Naz Saner’in çizimlerini yaptığı sulu boya kitapları almıştım. Boya ve fırçaları sipariş et, bekle, gelsin derken nihayetinde oturdum kitapların başına. Her gün olmasa bile haftada birkaç saat buna vakit ayırıyorum ve gerçekten iyi hissediyorum.




Gri kazaklar. Gri, genellikle dolabımın istilacısı bir renk. Vazgeçemiyorum. Geçen ay kışlıkları açıp da yerleştirirken fark ettim ki neyim var neyim yok vermişim, kala kala iki tane kazağım kalmış. Biraz indirim biraz sezon derken farklı zamanlarda online birkaç şey aldım. Paketler geldikçe farklı ton ve ebatlarda dört tane gri kazak aldığımı fark ettim. Tam bunların üzerine bir gün kuzenim çıkageldi. “Ta geçen sene senden ödünç aldığım kazağını getirdim” dedi. Hayırdır inşallah, hangisi o derken bilin bakalım ödünç verdiğim kazak hangi renkmiş? Evet, GRİ. Grinin beş tonundaki kazaklarım ve ben kışa hazırız anlayacağınız.
Gönül isterdi ki buraya takılıp kaldığım filmleri, dizileri de sıralayayım ama bu aralar izleme konusunda çok tembelim. Odağımı oraya alamıyorum bir türlü. Başladığım şeyleri yarım bırakıyorum genelde. Belki de izlemeye çalıştıklarım yeterince iyi değiller, bilemiyorum. Ama beni heyecanlandıran bir şey var ki o da muazzam dizi Severance’ın nihayet 2. sezonuyla geri dönecek olması. Tabii öyle uzun ara verdiler ki 17 Ocak’a kadar ilk sezonu yeniden izleyip neler olup bittiğini hatırlamam lazım. Henüz izlemeyenler varsa bu da tavsiye olsun.
Sevgiler,
D.
Bu sabah kahvemle seni okumak çok güzel , daha sık yazsan keşke 🙏💛🌿
Bu format çok güzel. Aynen devam edersiniz diye umut ediyorum.
Panettone deyince ben de Brisbane'da arayayım dedim. İtalya'dan ithal Panettone bulmak kolay ama taze Panetone yapan sadece iki yer bulabildim. İkisi de benim eve uzak, biri Ashgrove diğeri New Farm. En iyisi Ashgrove'daki Gerbinois Bakery diyor Reddit'de. Üşenmezsem gidip alacağım.
Adamlar'ın Kahırlı Merdiven albümü harikaymış. Hiç duymamıştım. Şimdi Spotify'dan dinliyorum bir yandan bunları yazarken. Bir tür Metal Pinhani gibi.